Ben İsterem

Günlük yaşamdaki davranış ve alışkanlıklarımızda, işyerinde terfi ya da maaş durumu belirlenirken, aile ya da akran ilişkilerinde, sözlü iletişimde, kısaca hayatın hemen hemen her alanında cinsiyet temelli ayrımcılığı gözlemlemek mümkündür. Toplumda bir genç kadın ya da LGBTİ+ olmak ataerkil yapılanmanın içinde farklı zorluklarla mücadele etmek demektir. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve hak ihlali konusundaki ilerlemelere rağmen, genç kadınlar toplumda geri bırakılmaya ve ayrımcılığa uğramaya devam etmektedir.

Cinsiyet temelli ayrımcılığın farklı dayanak noktaları vardır ve bu dayanak noktalarından biri de beden üzerinde kurmaya çalıştığı tahakkümdür. Özellikle kadın bedeninin  nasıl ve ne şekilde olması gerektiğine dair sürekli olarak bir politika üretilir. İdeal beden algısı medya, sosyal medya ve moda ile standart bir güzellik algısı üzerinden oluşturulmaktadır. Buna karşın son dönemde yaygınlaşan beden olumlama hareketi, insan bedenini bu yapay güzellik standartlarının dışında görünür kılmaya çalışır. İnsanların kendi bedenlerini olduğu gibi benimseyebilmesi için çeşitli çalışmalar sunar ve herkes için güvenli bir alan inşa etmeye çalışır.

Pandemi süreci ise gerek ev içi rollerde gerek ilişkilerde toplumsal cinsiyet eşitliğini yeniden sorgulatan ve beden algısının yeniden gündeme gelip konuşulduğu bir zaman dilimi olmuştur. Pandemi koşulları cinsiyet temelli ayrımcılığı şiddetlendirmiştir.  

Hem genç kadın ve LGBTİ+ ayrımcılığı hem de beden üzerinden uğranılan ayrımcılık küresel bir ayrımcılıktır. Kültürel olarak toplumlar değişse bile ayrımcılık farklı toplumlarda farklı şekillerde ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle bu projede, Almanya’da ve Türkiye’de yaşayan genç kızların cinsiyet temelli ayrımcılık ile beden üzerinden gerçekleştirilen ayrımcılığı nasıl yaşadıklarını, deneyimlerinin ortak ve farklı yanlarını ele almak istiyoruz.

Bu projenin amacı, öncelikle toplumsal cinsiyet eşitliğine ait temel kavramlardan yola çıkarak, hem bu alanda bilgi edinmek ve beden olumlama hareketini tanımak hem de genç kızların ortak ve kültürlerarası bir paylaşım sonucunda kendilerini daha güçlü hissetmelerini sağlamaktır. Cinsiyet temelli ayrımcılık gibi evrensel bir soruna eğilen projemiz, Türkiye ve Almanya’daki genç kızlar arasında diyaloğun derinleştirilmesini; karşılıklı merak ve paylaşım duygusunun artırılmasını; gençlerin önyargıları sorgulama, katılım, inisiyatif alma gibi sosyal becerilerinin güçlendirilmesini ve farklı kültürleri tanıdıkça kendi kültürlerine yönelik farklı bakış açıları kazanmalarını amaçlamaktadır.